Her canlı özeldir ve birileri eğlenecek diye diğeri acı çekemez. Yıllardır üzerinde durduğum sesli sessiz çığlıklar attığım faytonlar, yazın memlekete gittiğimde atsız görmek umuduma umut oldu.
Samanla büyüttükleri, kıymet vermedikleri o güzelim atları, turistleri eğlendirmek, taşımak için hoyratça kullanıyorlardı. Önüne bir tas su koydular diye insandan sayıyorlardı kendilerini, vurdukları kırbacı unutarak. Bir de o boncuk boncuk bakan gözleri peçe ile örtüyorlar, daha süslü görünsün de Turist çeksin diye rengarenk takılar takıyorlardı. Kapatıyorlardı atların çektiği acının üzerini. İşleri bitince unutuyorlar, bir köşeye bırakıyorlardı, sırası gelene kadar. Bacağı mı zarar görmüş, canı mı yanmış düşünmüyorlardı.
Cana can olmak farklı, yaratılanı yaratandan ötürü sevmek her yiğidin harcı değil. Vicdanını sessize alıp, para tınısını dinlemek evla geliyor kimilerine. Hiçlik zannını ne bilir böylesi ki benlik bilincinin farkına varsın.
Demem o ki, artık atlar kullanılmayacakmış, elektrikli faytonlar almış yerini. Ne güzel bir haberdir, ne güzel bir karar. Avuçlarımda duadayım yaratana, iyi kalpli insanların sayısını arttırsın. Memleketin böyle insanlara ihtiyacı var. Uygulamayı başlatanlara minnet ve şükranla…